atakan solak
çağın es veren rüzgarı
ve
ben
çaresizce onu istiyorum
dualarımda ya da yatağımda
toplumun günah saydığı
her şeyde
kobalt mavisinden bir mumun sıcağında
gündüz gözüyle
iyi gelmeyen bir melodi
notalarında viski sarhoşluğu
kumandalı zihnime kan kusturuşu
külüstür bir arabanın
yarattığı tedirginlik
kolumu kırsam
üzülemezdim
bir enstantane aslında
sarhoşken öpmeye yeltenmek
sarhoşluğu bahane etmek
kadar
korkak
ya da
dalkavukça
kanı aksın
izmaritlerime yuva olmuş
yoğurt kovasından yapılan
saksılara
elbet izimin kaldığı bir izmaritte yeşerirsin
tekrar.