atakan solak
bacağı kırık bir güvercin
ağzında
ince sigarasıyla bekliyordu
kovandan çıkmasını istediği
mermiyi
gördüğüyse sadece
mermisiz,
soğumuş,
boş bir kovandı
mavi kazağı
krem montu
ıslak saçları
kendinden emin olmayan duruşu
kusurun insan karşılığı
aç ve doyumsuz bir hayaletti
yangın merdivenine çiçekler koyan
yangında çiçekleri sulayan
yorgun
argın
tarih bilmez
din bilmez
felsefe ya da psikoloji
bilmez
dilinin kemiği olan
o kemikle dişini kanatmış
tuhaf bir adam
anlamaya çabalayan
sevmediği şeyleri
sevmek için yapan
üstünde bi ton çarpı olan
bi hayal kahramanına benzemeyen
kendini unutan
kendini zaten hiç hatırlamayan
yedisinde ölen
yaşını bilmeyen
güzel gün değilde
kendi gününü bekleyen
kaçak sigara içen
katiline masallar okuyan
sadece susmak bulan
kopkoyu bir simadan ibaret tuhaflığa
yorulmuş ayak izleri aynadan
bacağı kırık bir güvercin
gidiyo şimdi
için rahat olsun
yosun tutar hatıran
namaste.